Gerçek adı Magdalena Carmen Frida Kohlo Calderon olan ressam, Meksikalıdır. 1907 ile 1954 yılları arasında yaşamıştır. Popüler bir ikon haline gelen ressam, sürrealist olarak tanımlanmıştır. Ancak kendisi sürrealizm akımını daima reddetmiştir. Frida Kohlo kimdir sorusuna kısaca bu şekilde yanıt verilebilir.
Ressam Frida Kohlo, 1907 yılında Meksiko’nun güneyinde bulunan Coyoacan kentinde dünyaya gelmiştir. Toplumsal olaylara duyarlılığı, siyaset ile içli dışlı olması gibi özellikleri bilinen ressam, aslen 1907 doğumlu olmasına rağmen, doğum tarihini Meksika Devrimi’nin gerçekleştiği 7 Temmuz 1910 olarak duyurmuştur. Yaşamının yeni, modern ve demokratik Meksika’nın doğumu ile başlamış olmasının dilemektedir.
Ancak ressamın hayatı büyük zorluklarla devam etmiştir. 6 yaşında çocuk felci geçirmesi nedeniyle bir bacağında aksama meydana gelmiştir. Aksama, dönemin tıbbi imkanları çerçevesinde bir tahta plak ile ortadan kaldırılmaya veya hafifletilmeye çalışılmıştır. Bu da beraberinde Frida Kohlo’ya ‘tahta bacak Frida’ gibi acımasız bir lakap verilmesine neden olmuştur.
Frida Kohlo, sahip olduğu bu engel ile yaşama tutunmuştur. Genç kızlık döneminde, bulunduğu bölgede en iyi eğitim veren Ulusal Hazırlık Okulu’nu kazanmıştır.bu çok yönlü okulda önemli olan sadece derslerden geçmek değildir. Okul, sanat, bilim felsefe, edebiyat gibi alanlarda oldukça etkin sanatçılar çıkarmayı hedeflemekte idi. Bu nedenle her öğrenci, bu alanlarla ilgilenmek zorundaydı. Dolayısıyla Frida, sanat hayatında etkili olacak akım, görüş ve becerileri bu okulda edinmiştir. Meksika’da önemli düşünsel figürler halini alacak Alejandro Gomez Arias, Jose Gomez Robleda, Alfonso Villa gibi isimler, Kohlo’nun okul arkadaşı olmuşlardır. Okulda da sanatını ve görüşlerini geliştirmeyi hedefleyen Kohlo, anarşist bir edebiyat grubuna üye olmuştur. Güçlü bir kadın aktris olmayı hedefleyen Frida Kohlo’nun hayatı, geçirdiği trafik kazası ile tamamen değişmiştir.
17 Eylül 1925 tarihinde 18 yaşında olan Frida Kohlo, okuldan eve dönerken bindiği otobüsün tramvaya çarpmasıyla ciddi bir kaza geçirmiştir. Çok sayıda arkadaşını bu kazada kaybeden Kohlo, aynı zamanda bu kazada ciddi bir bel ve kalça kemiği kırılması yaşamıştır. Tramvayın demir çubuklarından biri Kohlo’nun sol kalçasından girip leğen kemiğinden çıkmıştır. Kohlo’nun geri kalan hayatı, bu kazanın bıraktığı bir iz olarak doktorlar, hastaneler ve ilaçlar arasında geçecektir. Frida Kohlo, tüm hayatı boyunca kalça kemiğinde geçmeyen bir sancı ile yaşayacaktır.
Frida Kohlo, bu kaza nedeniyle tam 32 kez ameliyat geçirmiştir. Çocuk felci nedeniyle seyiren bacağı bu işlemlere dayanamayıp kangren olduğu için, bahsedilen sağ bacağı 1954 yılında kesilecekti. Kohlo, kazadan 1 ay sonra hastaneden çıkabilmiştir. Ailesi ve arkadaşlarının teşviki ile resim yapmaya başlayan Frida, sıkıntı ve acıdan kurtulmak için kendini resme vermiştir. Ancak yataktan çıkamamaktadır. Bu nedenle yatağının hemen karşısında bulunan tavana ayna yerleştirerek ilk olarak kendi oto-portrelerini yapmaya başlamıştır. Frida Kohlo tablolarının ilki, Kadife Elbiseli Otoportre’dir. İlk tablosunu 1926 yılında yapan ressam, kazadan sonra 2 yıl ayağa kalkamamıştır.
Frida Kohlo, kazadan sonra ancak 1927 yılında ilk adımlarını atabilmiştir. Bu zamana kadar yataktan çıkmamış olması nedeniyle ülke politikasını yayılan haberlerden öğrenmek zorunda olan Kohlo, ayağa kalktığı günün sonrasında sanat ve politika çevreleri ile yakınlaşmaya başlamıştır. Kübalı önder Julio Antenio Mella ve fotoğraf sanatçısı Tina Modotti ile tanışmış, ikili ile düzenli bir arkadaşlık kurmaya başlamıştır. Üç arkadaş olarak dönemin sanatçılarının sergilerine, politikacılarının davetlerine, sosyalistlerin tartışmalarına katılmışlardır. Yapılan tüm bu faaliyetlerden sonra Kohlo, 1929 yılında Meksika Komünist Partisi’ne üye olmuştur.
Frida Kohlo, çizdiği resimlerle adını duyururken, arkadaşı Tina Modotti, onu, tıpkı kendisi gibi bir ressam ile tanıştırmaya karar verir. Meksikalı Michelangelo olarak tanınan Diego Rivera, Frida Kohlo’nun eşi olacaktır. ilk buluşmalarında Diego’ya resimlerini gösteren Frida, aralarında romantik bir ilişkinin başlaması ile birlikte onunla evlenmeyi kabul eder. çift, 21 Ağustos 1929’da evlenir. Rivera, Frida ile üçüncü evliliğini yapmıştır. Evlilikleri, sanat camiasında ‘fil ile güvercinin evliliği’ olarak anılmaktadır.
Frida Kohlo, bu zamana kadar resim yapmaya ara vermemiş olsa da, resimleri genellikle oto-portre değildir. Cansız nesnelerin çizimi konusunda uzmanlaşan Frida, ikinci oto-portresini evliliklerinin başladığı yıl yapmıştır. Bahsedilen bu ikinci oto-portre, 2000 yılında Amerikalı bir koleksiyoner tarafından 5 milyon USD karşılığında satın alınmıştır.
Frida Kohlo’nun eşi Rivera da Komünist Parti üyesidir. Ancak evlendikleri yıl, partiden ihraç edilir. Frida da bu nedenle partiden ayrılma kararı alır. Bu gelişmelerin ardından çift, ABD’de yaşamaya başlamıştır. 1930 yılında ABD’ye taşınan çift, burada duvar tabloları yaparak geçimlerini sağlamaktadır. 1933 yılına kadar kaldıkları ABD’de, Kohlo, ‘Frida ve Diego Rivera’ adlı eserini ortaya çıkarmıştır. Bu eser, Frida Kohlo tarafından, çiftin düğün fotoğraflarından yola çıkılarak yapılmıştır. Tablo, Frida Kohlo eserleri arasında Diego’nun da bulunduğu tek çizimdir. Aynı zamanda bahsedilen bu eser, San Francisco Kadın Ressamlar Topluluğu tarafından düzenlenen yıllık sergide yer almıştır. Dolayısıyla Kohlo’nun herhangi bir sergide yer alan ilk resmi de bu eserdir.
Çiftin evlilik hayatı oldukça karmaşık ilerlemiştir. Sağlık sorunları nedeniyle Frida Kohlo, bir çocuğunu aldırmıştır. Bunun yanında çok sayıda düşük yapan Kohlo, eşinin sadakatsiz tavırlarına da bu aşamada maruz kalmıştır. Eşinin kendisini aldattığını öğrenen Kohlo, 1939 yılında ondan ayrılmıştır. Ancak çift 1 yıl sonra tekrar evlenmiştir. İkinci evliliklerinden sonra Frida Kohlo’nun doğup büyüdüğü Mavi Ev’e taşınmışlardır.
Frida’nın da evliliklerini henüz sonlandırmamışken çeşitli erkeklerle ilişkileri olduğu bilinmekte idi. Bunlardan biri olan Rus devrimci Lev Troçki, zaman içinde Frida’nın evine yerleşmiştir. Rivera’nın cumhurbaşkanından aldığı özel izin ile Frida’nın yanına yerleşen Troçki, eşinin Frida ile ilişkisini öğrenmesinden sonra Frida’dan ayrılmıştır. Troçki’ye düzenlenen suikast sonrasında sorgulanan kişiler arasında Frida da bulunmaktadır. Sorgulamadan bir süre sonra Frida, Meksika’dan ayrılmayı uygun bulmuştur. Sonrasında San Francisco’da bulunan Rivera’nın yanına dönmüştür.
Sık sık sağlığı bozulmaya başlayan Kohlo, acısını bastırmak için kendini daha da resme vermiştir. Yalnız Meksika’da değil, Amerika ve Fransa’da da sergiler açmıştır. Frida Kohlo hikayesi biterken, 1938’de New York’ta açtığı sergi, ona büyük ün getirmiştir. 1939 yılında Paris’te açtığı sergi ile dönemin en ünlü ressamlarının dahi ilgisini çekmiştir. Paris sergisinde resimleri büyük övgü toplamış, dönemin en güçlü sanat okulları arasında yer alan La Esmeralde Sanat Okulu’nda derse girme teklifinde bulunulmuştur. Frida, bu teklifi kabul etmiş ve bozulan sağlığına rağmen 10 yıl boyunca burada sanat dersleri vermiştir. 1943 yılında başlayan bu eğitimcilik süreci, 1953 yılında Kohlo’nun sağlığının tamamen bozulması ile askıya alınmıştır. Ancak bir grup öğrencinin, Kohlo’nun isteği ile evde onun yanına gelerek derslerine devam etmiştir. Bu öğrenci grubuna Los Fridos adı verilmiştir.
Hayatının son yıllarında, 1948’de Meksika Komünist Partisi’ne başvuru yaparak tekrar üye olmak istediğini bildirmiştir. İsteğinin kabul edilmesinin ardından 1950 yılında omurgasında çıkan sorunlar nedeniyle hastaneye kaldırılmıştır. Burada 9 ay kalmak zorundadır. Ancak 9 ay sonra hastaneden çıktığında, kendi resme daha da verir ve 1953 yılının Nisan ayında Mexico City’de kişisel bir sergi açar. Aynı yılın Temmuz ayında meydana gelen kangrenden dolayı sağ bacağı kesilir.
Kohlo, 13 Temmuz 1954 yılında geçirdiği akciğer embolisi nedeniyle vefat etmiştir. Evinde yaptığı son tablo, ‘Yaşasın Yaşam’ bulunmuştur. Bu tablo, bir natürmorttur. Cenazesi, vefatının ertesi günü yakılarak Mavi Ev’e konmuştur. Mavi Ev, Diego Rivera tarafından 1955 yılında devlet hazinesine bağışlanmıştır.
Frida Kohlo’nun 143 adet eseri bulunmaktadır. Bu eserlerden 55 adedi oto-portredir. Resimlerindeki, özellikle oto-portrelerindeki ustalık Pablo Picasso’nun da dikkatini çekmiştir. Bu nedenle Picasso, Kohlo için ‘ Biz onun gibi insan yüzleri çizmeyi bilmiyoruz’ demiştir. Frida, sıklıkla evcil hayvan beslemektedir. Bu nedenle portrelerini de evcil hayvanları ile birlikte çizmiştir. 1941 yılında yaptığı ‘ben ve papağanlarım’ adlı çizim ve 1943’te yaptığı ‘Maymunlarla Oto-portre’ , bunlara örnektir.
Kohlo, sürrealizmi hiç sevmese de çizimleri bu akıma daha uygundu. Hatta kendisine, içinde bulunduğu dönemin en iyi sürrealizm sanatçısı denmektedir. Resimleri, ona göre acının ve gerçekliğin kesinliğini yansıtmaktadır. 1938 yılında açtığı sergide, uluslar arası ün kazanmıştır. 4 tablosunu ünlü oyuncu Edward G. Rabinson’a satarak da ilk büyük satışını gerçekleştirmiştir. Paris’te herhangi bir eseri satılmamış olsa da, en büyük ünü buradaki sergide kazanmıştır. Frida Kohlo’nun hayatı kısaca bu şekildedir.
Frida Koho, sözlerinde genellikle umudu, aşkı ve bir kadının sessizliğinin de çok şey ifade ettiğini anlatmak istemiştir. Ona göre yatağından çıkmadan geçirdiği günler aslen bir nimet, hayatın detaylarını ve sahip olduklarının önemini kavraması için geçirilmesi gereken bir süre idi. Yaşananların kutsallığı ve yaşanamayanların uktesi ile Frida, yaşamın ve dünyanın anlamına ilişkin önemli sözler sarf etmiştir. Bunun yanında eşi Diego Rivera’nın ona çektirdiği acıları da sözlerine eklemiştir. Vücuduna acının girdiği ilk günü, Diego’ya aşık olduğu gün olarak ifade etmiştir. Hayatındaki en büyük gerçekliğin de Diego olduğunu ifade eden Kohlo, onunla ne konuşmak, ne uyumak, ne dinlemek ve ne sevmek için boy ölçüşemeyeceğini ifade etmiştir. Kohlo’nun en büyük açığı, en zayıf noktası, onu aldatsa da en büyük aşkı Diego Rivera’dır. Kohlo’nun bu zorlu yaşamı, yaşadığı aksilikler ve sağlık sorunları arasında Diego, onun için cennetin tarifi gibidir. Bu nedenle Kohlo, Diego’yu her zaman can yakıcı bir sevgi ile, doymayan ve yetmeyen duygularla sevmiştir.
Frida Kohlo, aynı zamanda eserleri ve acıları hakkındaki sözleri ile de akıllara kazınmıştır. Resimlerinde sıklıkla hayvanları ile kendisini çizmesini, sadece iyi rüyaların bir çizimi olarak adlandırmıştır. Ona göre tüm resimleri sadece umudun, hayalin, mutluluğun birer çizimidir. Tüm eserleri yalnız neşe vermek ve bakanı umut ile doldurmak için resmedilmiştir. Aynı zamanda koyu bir realist olan Kohlo, hayallerin veya rüyaların resmedilemeyeceğini, umut vermenin en iyi yolunun yalnız gerçekleri ifade etmek olduğunu ifade etmiştir. Canlı hisleri, dayanamayacağı acıları, tahammül edemeyeceği ihanetleri kaldıran Frida, hareketten, ışıktan, vektörlerden ve hücrelerden bahsederken, bunların tamamını duygular ve hislerle bağdaştırmıştır. Ona göre acıyı layıkıyla çekebilmenin en iyi yolu, en iyi şekilde gerçekliği kavramak ve kabul etmektir. Acıdan kaçmak, sadece acının kuvvetini arttırmaktadır. Frida Kohlo sözleri, acıya ve aşka tahammülün, sadece gerçeği kabullenmekten geçtiğini vurgulamaktadır.