Gezmek istiyorsanız, ancak nereleri gezebileceğinizi bilemiyorsanız, Türkiye’de bulunan en güzel tarihi mekanları sizler için derledik! Tatillerde çocuklarınızla ya da arkadaşlarınızla gezebileceğiniz bu tarihi yerler, yaşanmışlıkları ve size öğretecekleri ile hayatınızın önemli bir bölümüne etki edecek. Tarihi bir mekanı gezerken, o mekanda nefes almış her bir insanın kokusunu içinizde hissedeceksiniz. Hele ki Türkiye gibi bu konuda dünya çapında adını duyurmuş bir ülkede yaşıyorsanız… Türkiye’nin tarihi yerleri, dünyanın dört bir yanından ziyaretçi akınına uğrarken, bizim bu ülkede yaşadığımız halde bu yerleri gezmememiz büyük kayıp olurdu!
Tarihi dokunun en net şekilde hissedildiği mekanlar arasında bulunan Efes, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer aldıktan sonra ziyaretçilerini ona katlamıştır. Özellikle Hıristiyanların sıklıkla ziyaret ettiği Meryem Ana Evi’ni içinde bulunduran alan, aynı zamanda Artemis Tapınağı, Celsus Kütüphanesi, Ashab-ı Keyf Mağarası, Selçuk Kalesi gibi tarihi yapıları da bünyesinde bulundurmaktadır. İzmir’in tarihi yerleri denince ilk akla gelenlerden olan alan, açık hava müzesi görevi gören sütunlara ve mimari yapılara ev sahipliği yapmaktadır. Alan içinde yer alan yapıların sadece içinde değil, dışında da açık alanda gezi imkanları sunulmuştur. Bölgenin 9000 yıl önce Helenistik uygarlıklarla başlayan hikayesi, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı etkisinde devam etmiştir. Bu durum, bölgenin her medeniyetten birer parça barındırmasını açıklar. Nefis bir gezi imkanı sunan bu muhteşem açık hava müzesine giriş 60 TL’dir. Müzekart, bölgeye girişte geçerlidir.
Fethiye’ye 46 km uzaklıkta bulunan ve Kınık Köyü yakınlarında yer alan bu alan, UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır. Antalya tarihi yerler arasındaki bu açık hava müzeleri, milattan önce 8. Yüzyıla kadar dayanan bir geçmişe sahiptir. Rivayete göre Letoon şehri, Zeus’tan hamile olan Leto adına kurulmuştur. Giriş ücretleri Xantos Antik Şehri için 12 TL, Letoon Antik Şehri için 10 TL’dir. Müzekart geçerlidir.
Roma tiyatrosu örneklerinin en iyi korunanlarından Aspendos, mimarisi bakımından dönemin özelliklerini yansıtmaktadır. Sur duvarlarının iç kısmında kalan agoradan anıtsal çeşmeye kadar sizi alıp milattan önceki dönemlere götürecek en güzel detayları bulabileceğiniz açık hava tiyatrosu, Türkiye tarihi yerler araştırmalarında ilk sıralara yerleşir. Bölge, bu bakımdan turist akınına uğramaktadır. Gezinizde, alan içinde bulunan eski meclis binasını ve Helenistik uygarlıklar ile ilgili eserleri inceleyebilirsiniz. Giriş ücreti 35 TL olan bölge, müzekartı kabul etmektedir.
Eşini İstanbul’da gördüğümüz Kız Kulesi, Mersin’de de yer almaktadır. Deniz Kalesi olarak da bilinen kule, Mersin tarihi yerler seçenekleri arasında yer alır. deniz ortasında küçük bir adanın üzerine kurulmuş Kız Kulesi, tarihi dokusu ve eşsiz doğal güzelliği ile tüm ziyaretçilerini kendine hayran bırakır. Müzekartın girişinde geçerli olduğu kule, 6 TL giriş ücretine sahiptir.
Deprem gibi pek çok doğal afetin ve insanların payıyla birçok mimari yapısını kaybetse de Batman, Mağaralar Şehri olarak anılmaktadır. Tarihi ticaret yollarının üzerinde bulunması nedeniyle pek çok medeniyetin odak noktası haline gelen şehir, cami, türbe ve köprülere ev sahipliği yapmaktadır. Saraylarında yapılan kazı çalışmalarında pek çok tarihi eser de çıkarılan bölge, her yıl binlerce turist çekmektedir.
Halen kazıların devam ettiği bölgede pek çok tarihi eser bulunsa da, hiçbiri mozaik eserler kadar ses getirmemiştir. Gaziantep tarihi yerler rehberlerinde ilk sırayı çeken Zeugma, kazılarında Roma Villalarının izlerini vermiştir. Yapısal olarak birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olması ve topraklarının tarihi eser konusundaki zenginliği, bölgeyi bir kazı alanı haline getirmiştir. Heykeller, mezarlar ve kabartmalarla tam bir tarihi sanat şöleni yaşatan bölge, sanat harikası mozaikleri ile klasikleşmiş eserleri yerinde görme imkanı sunmaktadır. Ören bölgesinin giriş ücreti 20 TL’dir. Bölgede yer alan müzenin girişi ise 6 TL şeklinde ücretlendirilmiştir. Zeugma’da müzekartınızı kullanabilirsiniz.
Bölgenin en fazla turist çeken yerleri arasında yerini alan Balıklı Göl, Urfa Kalesi’nin hemen önünde yer almaktadır. gölün oluşumuna ilişkin pek çok rivayet anlatılsa da, rivayetlerden en fazla kabul göreni Hz. İbrahim ile ilgili olandır. Anlatılana göre Hz. İbrahim ateşe atılırken, kendisini çok seven Nemrut’un kızı Zeliha da arkasından ateşe atlar. Zeliha’nın düştüğü yerde Balıklı Göl oluşur. Göl, efsanelere konu olmuş sazan balıkları ile dikkat çekerken, balıkların avlanması yasaklanmıştır.
Dağ eteğinde fizik kurallarına aykırı bir şekilde inşa edilen manastır, seyir terasları ile ziyaretçilerini cezp etmektedir. Seyir teraslarında Sümela’yı izleyebilir, Aya Varvara Manastırı’nda manastır ziyareti yaparken üç boyutlu tanıtımları görebilirsiniz. Paraşüt, trekking gibi sporların da yapıldığı manastır dağı, Trabzon tarihi yerler listesinin zirvesinde yer almaktadır. Giriş ücreti 25 TL olan manastır, Müzekart sahiplerine ücretsizdir.
Film sahnelerinden fırlamış gibi duruşu ve bu dünyadan değilmiş gibi gelen havası ile Ayvasıl Kilisesi, Pontus Dönemi’nden kalan ve halen yıkılmamış tarihi eserler arasında yer almaktadır. Pontus zamanından bu yana ayakta kalan tek eser olmasının yanında, ruhani bir enerjiye sahip olduğu bilinmektedir. Yüzyıllardır ayakta kalmasının yanında, kilise sağlamlığı ile dikkat çekmektedir. Kilise, şimdiye kadar restorasyona ihtiyaç duymamıştır.
Yüzyıllardır üzerinden tartışmaların yürütüldüğü, sürekli olarak spekülasyonlara konu olan müze, tarihi eserler arasında en sansasyonel olanlardandır. Yapımında kullanılan sütunlarda ve işçilikte Efes Antik Kenti ile aynı izler görülür. İstanbul tarihi yerler rehberlerinin zirvesinde bulunan Ayasofya, dekoratif amaçlı tavan mozaiklerinde büyük gizlerin saklandığı düşünülen gizemli bir mimariye sahiptir. İçinde minber, vaaz kürsüsü, ahşap korkuluklar dışında bir de kütüphane barındıran müze, 1935 yılından bu yana ziyaret edilebilen bir durumdadır. Müzekartın geçerli olduğu yapı, 35 TL tutarında giriş ücretine sahiptir.
İstanbul, başkent görevi yapmış olması ve konumundan dolayı, tarihi yerler konusunda yapılacak listelerin vazgeçilmezleri arasındadır. Zamanında Osmanlı padişahlarının yaşadığı, 400 yıl boyunca idari işlerin yürütüldüğü Topkapı Sarayı, içinde yer alan bölümlerle sizleri Osmanlı dönemine doğru gizemli bir yolculuğa çıkarıyor. Dört avlusu ve üç ana kapısı olan eser, müzekartın geçerli olduğu yerler arasındadır. Giriş ücreti 60 TL’dir.
Genel haliyle Osmanlı döneminin havasını yansıtan şehrin, bu havasını katmer katmer arttıran bir yapıdır Selimiye Camii. Çevresindeki hamamlar ve tarihi hanlarla sadece camiye değil, caminin olduğu bölgenin tamamına yayılan tarihin nefesini hissedebilirsiniz. Edirne tarihi yerler denince akla ilk gelenlerden olan cami, Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan cami, 450 yıla yakın bir süredir ayaktadır.
Kare şeklindeki planı ile tarihteki ilklerden olan Ala Cami, Roma dönemine ait eserler arasında yer almaktadır. aslen manastır olarak kullanılan yapı, Osmanlı dönemi ile birlikte cami olarak kullanıma açılmıştır. Adana tarihi yerleri konusunda adından söz ettiren cami, yıkılmış olmasına rağmen, restore edilmeye çalışılmaktadır. Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine şahitlik eden yapı, yer altından çıkarılan parçalarının bir araya getirilmesi ile elde edilmiştir. yapı, 1977 yılındaki kazılardan elde edilmiştir.
Dünyada yaşamın ilk izlerini taşıması nedeniyle oldukça değerli bir bölge olan Çatalhöyük, Konya tarihi yerler rehberlerinin ilk sıralarını süslemektedir. İnsanlığa ait ilk izlerin yer aldığı yerleşim birimlerinde, önemli kazılar yapılmaktadır. bulunan tüm eserlerin ve insan izlerinin kayıt altına alındığı bölge, 1958 yılında keşfedilmiştir. 13 katlı olarak düzenlenen Çatalhöyük, katmanlarında insanların gelişimini göstermektedir. İlk olarak şehir yaşamına geçiş izlerinin 7. Katmanında görülmesi, bölgenin çok daha eskilere uzanan bir tarihe sahip olduğunu göstermektedir. Bölgede daha çok kerpiç evler bulunur. evlere tek kapıdan giriş sağlanmaktadır. Önceki devirlerde kullanıldığı düşünülen bu evler ve ilk yerleşik yaşam izlerini incelemek için Konya’yı ziyaret etmelisiniz.
İçinde II.Murat’ın kendi türbesini de barındıran külliye, içinde cami, medrese ve türbe barındırmaktadır. İç ve dış süslemelerinin özeni, tüm misafirleri kendine hayran bırakır. Türbeler şehri olarak anılan Bursa tarihi yerleri arasına bu türbe de adını yazdırmıştır. Bursa’nın tamamında Osmanlı’ya ait 12 türbe yer almaktadır. külliye, misafirlerini akşam 17.00’a kadar ağırlamaktadır. Bunun dışında Bursa’da yer alan diğer külliye ve türbeler de, birbirinden çok uzak alanlarda değildir. Genellikle bir araya toplanmış halde bulunan külliyeleri ziyaret etmek için giriş ücretini ödemeniz yeterli olacaktır. şehrin türbe ve külliyelerinde Müzekart geçerlidir.
Türk ulusunun önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün mezarının bulunduğu Anıtkabir, Ankara gezilecek yerler listesinin zirvesinde yer almaktadır. her yıl milli bayramlarda ziyaretçi akınına uğrayan alan, içerisinde aynı zamanda Cemal Gürsel ve İsmet İnönü’nün de mezarlarını bulundurmaktadır. İçinde uzay gözlem evi de bulundurması nedeniyle eski dönemlerde Rasattepe adıyla da anılan bölge, Friglere ait eserlere de ev sahipliği yapmaktadır.
Açık havada bulunan tarihi eserleri inceleyebileceğiniz bu park, Osmanlı- Rus savaşında kahramanlığı ile öne çıkmış cesur kadın Nene Hatun’un adını taşımaktadır. Her yıl parkı ziyarete gelen turistler tarafından beğeni ile izlenen alan, kültürel ve doğal güzelliği bir arada bulundurmaktadır. Yılın her günü ziyaretçilere açık olan park, açık hava müzesi görevi görmektedir.
Kent merkezine 18 km mesafede bulunan cami, 1366 yılında inşa edilmiştir. Emir Mahmut Bey tarafından inşa edilen caminin asıl adı Cuma Camii’dir. Dış duvarlarının tamamı moloz taşlarından inşa edilen cami, iç yapıda ahşabın kullanılması ile tarihin tozunu daha da belli eder hale gelmiştir. Sadece mihrap kısmında alçı kullanılması, caminin özellikleri arasında yer almaktadır.
Milattan önce 8. Yüzyılda inşa edildiği düşünülen kale, Urartu Krallığının izlerini taşıması nedeniyle daha eskiye de dayandırılabilmektedir. Perslerin, Abbasilerin ve Bizans’ın kontrolü altına giren bölgede kale, tüm bunlara şahitlik edebilen sayılı yapılar arasında yer almaktadır. sarp kayalar üzerine inşa edilen kale, Elazığ’ı neredeyse kuşatılması imkansız bir hale getirmektedir.
Gaziantep’in en eski camisi olarak bilinen cami, Hz. Ömer döneminde inşa edilmiştir. minare şerefesinin korkuluklarında bulunan oyma taşlarla göz dolduran cami, Antep’in savunulduğu dönemlerden kalan mermi ve barut izlerini de üzerinde taşımaktadır. Rivayetlere göre cami, her sene toprağa doğru çekilmekte ve bir bütün olarak toprağa gömülmektedir. Gaziantep tarihi yerleri arasında en önemlilerinden olan cami, hemen yanında da mezarlar ve tarihi mezat taşları bulundurmaktadır.
Diyarbakır’ın düşman işgalinden korunması için inşa edilen, milattan önce 3.500 yılına dayanan bir tarihe sahip kale, turistlerin ilgisini cezp etmektedir. Çin Seddi’nden sonra dünyadaki en uzun yapı olarak bilinen kale, Diyarbakır tarihi yerler listesinde ilk sıradadır. 5.5 kilometre uzunluğa sahip olan yapı, 4 metre kalınlığında duvarları ile şehri bir muhafız gibi korumaktadır. Kültürel miras listesinde yer alan kale, en eski yerleşim bölgelerinin de kale etrafı olduğuna işaret etmektedir.
Mardin tepesinde bulunan medrese, Türkiye’nin en seçkin tarihi eserleri arasında yer almaktadır. Anadolu topraklarında kubbe anlayışının ortaya çıktığı ilk eserler arasında bulunan medrese, Mardin tarihi yerler dendiğinde adından söz ettirmektedir. Yapı, açık avlu ve iki katlı medreseden oluşmaktadır. Tuğla ve kesme taş kullanılan sayılı tarihi eserlerden olan medrese, zamanının ötesinde bir mimari anlayışı ile dizayn edilmiştir. büyük taç kapıdan girişi sağlanan medrese, içinde bir cami de bulundurmaktadır. Mardin’e gitmeniz durumunda kesinlikle bu yapıyı ziyaret etmelisiniz.
Dağın içi oyularak inşa edilmiş kale, görenlerin şaşkınlıkla baktığı bir tasarıma sahiptir. Yol kenarında bulunan devasa bir dağ üzerine inşa edilmiş kale, 2.500 yıllık bir tarihe ev sahipliği yapmıştır. Kalenin yapımında kullanılan ana malzeme dağın kendi kayası olduğundan, kale halen Ordu tarihi yerler listesinde tüm sağlamlığı ile arzı endam etmektedir. Güneydoğu kısmında bulunan kapısı 5 metre yüksekliğinde ve 2 metre boyundadır. Ayrıca kenarlarında kartal şeklinde oymalar da bulunmaktadır. Ordu’yu ziyaret ederseniz, bu kaleyi kesinlikle görmelisiniz.
Kalenin kimler tarafından yapıldığının bilinmemesi nedeniyle sadece dönem tahmini yapılabilmektedir. Buna göre Roma döneminde yapılmış olan kale, iç kale ve sur bölümlerinden oluşmaktadır. Sur bölümlerinin Mengücekler tarafından yapıldığı düşünülse de, iç kale kısmı tarihçileri tereddütte bırakmaktadır. Osmanlı döneminde yenilenerek kullanılan kale, 1915 yılındaki Ermeni ayaklanmasından sonra zarar görmüştür. Kale içinde çıkan yangınların izleri bulunsa da, en tepesine çıkıldığında kusursuz bir manzara vaat etmektedir. Kale tepesine çıktıkça devasa boyutlardaki Türk bayrağının görülmesi, manzarayı güzelleştirir. Gaziantep’in seçkin mekanları arasında, tarihinin güzelliği yanında manzarası ile de adından söz ettiren kale, misafirlerine mükemmel bir seyir keyfi sunmaktadır.
Adını üç şehir anlamına gelen Tripolis kelimesinden almaktadır. Milattan önce 5. Yüzyılda, Bizans tarafından inşa edilen kale, içinde tarihi mezar taşlarından o zamanın yerleşim yeri kalıntılarına kadar pek çok tarihi delil bulundurmaktadır. Kale, yüksek bir kaya üzerine inşa edilmiştir. Şu an Giresun tarihi yerler listesinde yer almasından dolayı, kale turistik amaçla da kullanılmaktadır. Kale çevresinden ve içinden şehir manzarası, hem gece hem gündüz izlenebilmektedir. Giresun’a giderseniz, bu kaleyi görmeden geri dönmeyin!